Takvimler 27 Haziran’ı gösterdiğinde, hepimizin yüreğinde aynı sızı belirir. İki yıl önce bugün, sadece bir iş insanını değil, aynı zamanda bir vizyoneri, bir öncüyü, bir şehir sevdalısını kaybettik. Merhum Muharrem Balat, ardında yükselen binalardan çok daha fazlasını bıraktı: Bir dünya görüşü, bir yatırım ahlakı ve geleceğe uzanan köklü bir miras.
1940 yılında Gaziantep’te başlayan hayat yolculuğu, 2023’te aramızdan ayrılışıyla son buldu belki ama etkisi bitmedi, silinmedi. Aksine her geçen yıl daha da büyüyen bir saygı ve hayranlıkla hatırlanıyor. Çünkü o sadece projeler inşa etmedi; umutlar inşa etti, güven inşa etti, bir ülkenin vizyonuna katkı sundu.
1963’te İTÜ’den mezun olduğunda elinde bir mühendislik diploması vardı. Ama gönlünde, şehirleri dönüştürme, istihdam yaratma, üretime ve gelişime katkı sunma arzusu taşıyordu. O arzu, yıllar içinde Baltaş, Balpa, Balbet, 3Teks, MEGE A.Ş., Sultan Sera ve BLT Turizm gibi şirketlerle Türkiye’nin dört bir yanında; hatta yurt dışında dahi hissedilen büyük bir sinerjiye dönüştü.
Bugün Gaziantep’te Şahinbey TOKİ’den Zirvekent’e, Merveşehir’den GATEM’e kadar birçok yaşam alanında onun izi var. Türkiye’nin ilk özel jeotermal enerji santrali DORA-1’in temellerini atan, Hırvatistan’a jeotermal enerji yatırımı yapan bir öncü olarak, yalnızca sektörüne değil, ülkesine de gurur kaynağı oldu. Onun için sınırlar bir engel değil, vizyonun yeni adıydı.
Muharrem Balat; mütevazı duruşuyla, yüksek ahlaki değerleriyle, işine olan tutkusu ve ailesine olan sevgisiyle tanındı. “Başarı, en büyük mutluluktur” sözü, sadece duvarlarda yazılı bir motto değil, onun tüm yaşamını özetleyen bir hayat felsefesiydi.
İkinci yıl dönümünde, onu yalnızca anmıyor, aynı zamanda anlamaya da devam ediyoruz. Yarım kalan hayallerini sahiplenerek, attığı her adımı daha ileriye taşıma sorumluluğunu hissediyoruz.
MB Holding’in temellerine sinmiş o güçlü ruh, onun ilkeleriyle yaşamaya devam ediyor. Bugün bizler onun mirasına sadık kalarak çalışıyor, üretiyor, ülkemize katma değer sağlıyoruz. Çünkü biliyoruz ki; büyük insanlar bedenleriyle değil, eserleriyle yaşar.
Ruhu şad, mekânı cennet olsun.